Öz disiplin kazanmanın 5 kuralı

 

“Bir insanın, başarı için sahip olabileceği en iyi yetenek nedir sizce?” diye sorulduğunda, bilim insanları şöyle cevap vermişler;
“Yapması gereken bir işi, yapması gereken zamanda ve yapması gerektiği gibi yapabilmesidir.
Tüm bunları istese de istemese de yapmasıdır.”
***
Başarı, öz disiplinin çocuğudur.
Öz disiplin yoksa başarı da yoktur.
Bütün büyük başarılar, öz disiplini olan insanlar tarafından gerçekleştirilir.
Öz disiplin sahibi olmak, gerçek özgürlüktür.
Öz disiplin, sizin kendi duygularınızı, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı yönetebilme gücünüzdür.
Ya istemediğiniz duygu, düşünce ve davranışlarınız, sizi kontrol eder ya da siz onları yönetir ve dengelersiniz.
Öz disiplin olmadan, en küçük hedeflere ulaşmak bile imkânsızdır ama öz disiplinle, çok zor hedefleri göğüslemek mümkündür. Ben buna çok şahit oldum.
Çünkü taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.
Siz ne kadar zeki, ne kadar kapasiteli olursanız olun ya da ne kadar çok imkâna ve fırsata sahip olursanız olun…
Bunların hiçbiri, siz yerinizden kalkıp, çalışmadıkça size başarı getirmez.

Peki, nasıl öz disiplin sahibi oluruz?
 

1- Her şey bir hedef belirlemekle başlar.

 

Eğer bir hedefiniz yoksa elbette bir başarınız da olmaz,
başarmak için bir motivasyonunuz da olmaz.
Hedef belirlemek, sizin düşüncelerinizi ve enerjinizi; amacınıza odaklamanızı sağlar.
Aksi halde, düşünceleriniz ve enerjiniz dağınıktır. Yapılan bir araştırmada insanların sadece yüzde ikisinin yazılı hedefleri olduğu belirtiliyor.
 

2- Önce acı çekip, sonra hazzı yaşamayı bekle.

 

Bu, başarının birinci kuralıdır.
Onun için önce acı çekmeyi, çaba göstermeyi, emek vermeyi, terlemeyi öğrenmeli. Bu konuda kendinizi eğitmeliyiz. Çünkü gerçek başarının kısayolu yoktur.
Unutmayın; bütün şampiyonlar, önce acı çekmesini, çaba göstermesini, çalışmasını bildikleri için şampiyondur. On binlerce kişiyle çalışmış bir olarak şunu gördüm ki sınava hazırlanan herkes, tam olarak emeğinin karşılığını almıştır. Ne aşağı ne de yukarısı.
 

3- Hazzı yaşamayı ertele

 

Gerçek mutluluk, insanın elinden geleni yapmasıdır.
Elinden geleni yapmak, insanın kendini değerli hissetmesini, kendine saygı duymasını sağlar.
Başarı, elinden geleni yapmaktan sonra gelen bir sonuçtur.
“Önce zevki yaşayayım, keyfim gelince çalışmaya başlayayım.” diye düşünenler, daima yapacakları işleri ertelerler.
Sonuçta, işler birikince de, “zaten yetişmeyecek” düşüncesinin kısacına yakalanırlar.
Oysa her zaman ve her dakika, elinden geleni yapmak, başarıdan daha büyüktür.
 

4-Yapmak istemediğin işin daima sonucuna odaklan.

 

Düşünün; o işi tamamladığınızda, kendinizi ne kadar mutlu, neşeli, coşkulu ve tatmin hissedeceksiniz?
Yapmanız gerekenlerle yapmak istedikleriniz çatıştığında, yapmak istediklerinizi, yapmanız gerekenlere ödül olarak koyun. Yapmak istediğiniz çalışmanın sonuna kendinize seveceğiniz bir ödül koymak, çalışmanıza keyif katacaktır.
 

5- Önce çalış sonra iste!

 

Genellikle motivasyonu; çalmaya başlamadan önce sahip olmamız gerektiğini düşünürüz.
Gündelik yaşamımızda, bu çoğu zaman mümkün değildir.
Beklediğiniz ilham bir türlü gelmez.
Harekete geçmek için yelkenlerinizi uçuracak sihirli rüzgârı günlerce, haftalarca bekleriz.
Bu sırada, ertelemek için kendinize “mantıklı (!) gibi gelen” yüzlerce mazeret bulursunuz.
Beklediğimiz rüzgâr asla gelmez.
Oysa öz disiplin sahibi insanlar, harekete geçmek için; motive olmayı, isteklerinin gelmesini; rüzgârın esmesini, ilhamın doğmasını beklemezler…
Çünkü onlar, rüzgâr yoksa küreklere asılmasını bilirler.
 

Bu yazının sesli videosunu ve daha fazlasını, online e-tusdata ve e-dusdata platformundan, “Danışmanlık ve Motivasyon” bölümünden izleyebilirsiniz.
 

 

Eftal Orhan

Bu yazı 8452 defa okundu.